top of page

RAB

  • Yazarın fotoğrafı: murat
    murat
  • 28 Tem 2019
  • 3 dakikada okunur

Sözlük Anlamında Rabb

1) Bir şeyin maliki ve sahibi. Her şeyin Rabbi, onun malikidir. Bir şeye malik olan herkes, onun Rabbidir. Örneğin hayvanın maliki, evin maliki anlamında rabbu’d-dabbe ve rabbu’d-dar denilir.


2) Rabbinin yanında beni an.’’ (Yusuf, 42) ayetinde geçen ‘’rabbin yanında’’ ifadesi ‘’kralının yanında demektir. Yusuf (as) hapishane arkadaşına, onlar tarafından bilinen kelimelerle ve onların kral için kullandıkları isimle hitap etmiştir.


3) İtaat edilen efendi...Topluluğun üstü/başı oldum anlamında ‘’rabbeytu’l-kavm’’ denilir. Araplar, Filanın benim üstümde, beni idare eden bir efendi olmasını, falan kişinin bana efendi olmasına tercih ederim anlamında derler.


4) Terbiye eden, yetiştiren.....Rab kelimesinin aslı terbiyedir. Terbiye de bir şeyi tamam oluncaya kadar aşama aşama inşa etmek ve yetiştirmektir. Onu terbiye etti anlamında.


5) Bir şeyi ıslah eden. Rab, bir şeyi ıslah eden demektir. Bir kimse, arazisini ıslah ettiği zaman.




Bu ayette Rab sıfatı, kefil olan, yaratan ve öldüren, tekrar diriltecek olan, terbiye eden, nimet veren, şifa veren gibi vasıflarla açıklanmıştır.


>>> İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur). Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O’dur. Beni yediren, içiren O’dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur. Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O’dur. Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O’dur.” (Şuara; 77,82)


Bu ayetlerde ise Rab sıfatı, dilediğine dilediği kadar rızık veren, kullarını gözeten ve haberdar olan, sığınılan gibi vasıflar ile açıklanmıştır.


>>>Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür. (İsra: 30)

>>> Onlar, şu evin Rabbine kulluk etsinler ki, Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kılandır (Kureyş; 3,4)

Bu ayetlerde ise, üstün otorite sahibi, yasaklama ve serbest yapma da yetki sahibi ve kanunlarına itaat edilip boyun eğilen olarak açıklanmıştır.


>>>Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O’na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!’’ (Araf: 54)

>>>Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rabler edindiler…” (Tevbe; 31)



Eğitmek, yetiştirmek, büyütmek anlamında;


…Aynı şekilde üvey babasının evinde yetişen çocuklara da ”rebib” denilmektedir. Çocuğu terbiye eden memur, süt anne yada dadıya da ”rebibe” denilmektedir. ”Rabbe” ise üvey anneye denilmektedir. Çünkü anne olmayıp sadece çocuğu yetiştirmekte, büyütmektedir…


Malik ve sahip olmak anlamında;


Evin sahibine Rabbüdar, dişi devenin sahibine Rabbünnake, arazi sahibine Rabbüdday’ati denilmektedir. Rab, efendi manasına da gelmekte ve abd’in yani kölenin karşılığı olarak kullanılmaktadır…


Yine Kur’an’ı Kerimde Rab kelimesinin kullanılışı


>>>Yusuf dedi ki; ”Sizlerden biri rabbine (efendisine) şarap içirecek’… ve bu ikisinden kurtulacağını sandığına Yusuf ‘Rabbinin  (efendinin) yanında beni an’ dedi. Ancak şeytan Rabbine (efendisine) onu hatırlatmayı unutturdu…(Yusuf-41)


>>>Haberci Yusuf’a geldiği zaman Yusuf ona; Rabbine (efendine) geri dön ve ellerini kesen kadınların durumunu sor dedi. Muhakkak ki Rabbim onların tüm hilelerini bilir...(Yusuf-50)


Bu ayetlerde Hz. Yusuf Mısırlıları muhatap alarak Mısır Firavununu onların rabbi olarak nitelemiştir. Çünkü Mısırlılar Firavunun merkezi kişiliğini ve üstün otoritesini kabul etmekte, onu emretme ve nehyetmeye tam yetkili olarak görmektedirler. Şu halde o, onların rabbi idi. Onların aksine Yusuf (as) Allah’ı kendi rabbi olarak görmektedir. Çünkü o, Firavun’u değil de yalnız ve yalnız Allah’ı yüce otorite olarak kabul etmekte, emir ve nehye yetkili görmektedir.Burada da kısaca anlaşılacağı gibi Allah'ın Rab sıfatı oldukça kapsamlı ve kullanıldığı olaylar olarak oldukça detaylar içermekte.


Tabi ki tüm bu detayları bilerek ehli tevhid Yusuf as gibi 'Rabbim Allah' demesini idrak ederek söyleyecek ve bu idrak ile yaşayacak. Bugün insanların çoğu Allah’ın varlığını, yaratan ve rızık veren olduğunu ve bu gibi vasıflarını kabul etmenin Müslümanlık için yeterli olacağını savunurlar. Halbuki bu ayetler bizlere Mekke dönemi müşriklerinde nasıl bir Allah inancı olduğunu göstermektedir. Rab’lik noktasında Allah’ın yaratan, öldüren, rızık veren gibi vasıflarını inkar etmemek, sadece bunlara iman etmek o kişilerin Müslüman olabilmeleri için yeterli olmamıştır. Allah’ın Rab’lik konusunda nasıl ki bu vasıflarına iman etmek gerekiyorsa aynı zamanda yarattıklarının kanunlarını belirleyen, tek otorite sahibi olan, yarattıklarına yasaklar ve serbestler belirleyen ve kanunlarına kayıtsız ve şartsız tek itaat edilen gibi Rab’lik vasıflarına da iman etmek gerekmektedir.( bu ayrı ele alınacak bir konu olduğunu şimdilik buradan beyan etmekle yetinelim) İşte Mekke müşriklerinin ve günümüz müşriklerinin maalesef içerisine düştüğü en belirgin şirk türlerinden biriside budur.


Eğer eğitimini tam almış bir tevhid ehlinin durumu aşağıdaki gibi sağlam dedillerle açıklanmıştır.



>>>Andolsun ki onlara: “Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?” diye sorsan, mutlaka, “Allah” derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar? (Ankebut: 61)


>>>Andolsun ki onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah…” derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah’a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler.(Lokman: 25)


>>>De ki: ‘Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip çeviren kimdir? Onlar: ‘Allah’ diyeceklerdir. Öyleyse de ki: Peki siz yine de korkup sakınmayacak mısınız?’’ (Yunus: 31)


Yinene burda ince noktalar bulunmakta,bu ince noktalar bir saliğin kah fıtratıyla ilgili,kah zevki ve idraki ile ilgili,kah tevhidden beklentisi ile ilgili hallrdir ve o hallere göre bu noktalar açığa çıkar.Aşağıdaki ayet ilede nedemek isteğim elbet anlaşılır ve RAB konusunda kafaya takılanları bu ayrıntılı döküman delil parçalarıyla tefekkürlerde yerlerine oturtmak saliklerin vazifesidir.



>>>Onlar Allah’ı bırakıp bilginlerini,  rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i (İsa’yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.” (Tevbe; 31)














 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© 2023 by Samanta Jonse. Proudly created with Wix.com

bottom of page