DERT

Derman arardım derdime

Derdim bana derman imiş(Niyazi)

Derman aranıyorsa dert vardır.Demek ki aramak için dert olması gerekli.Dert olursa derman aranmakta.Onun için sürekli dertlidir bu alem.Dertlidir ki sürekli bir arama içinde.

Derdi Allah olanın dermanı Allah olur

Demişler

Allah derdi ile dertlenenin derman arayışıdır Tevhid.Bu yola başkoymayan dertsiz kalır mı sanırsın? Deyildir elbet,muhakkak bir dert ile dert şehrinde dolaşacaktır insan.

Bir vücut yarası olsa insanın,o yara onun derdi dir.Derman arara durur yarasına,bulsa da dermanını ,yeni bir dert kapısı mutlaka açılır.

Vücut yarası,gönül yarası,aşk yarası,yaşamyaralarıdır,yaşam kaygılarıdır.Bir şarkıdan seslenir

Arkası gelmez derrlerimin bıktım illallah

Biride biter ötekide başlar yine maşallah....

Yani madi derler tane tane bitsede,engelli koşu gibi bir bir o dertler yine yine farklı dertler olarak çıkar önüne,biri biter kurtuldum derken diğeri başlar.Oysa tevhid derdi çok büyük bir derttir,bir başlarsa bu dert gönülde sonu bucağı yoktur.Yeni bir dert asla başlamaz,bitmez ki başlasın.Zaten (O)sürekli dert ister,maddi dertler maddi haz lar gibi gel geç haz lardır.Nasıl ki bir haz aldığı şey bir kaç kez haz aldıktan sonra bıkkınlık verir ve yeni haz almalar için yeni şeyler arar insan,maddi dertlerde bunun gibi gel geç dertlerdir.

Oysa Tevhid derdi sürekli bir derttir.Süreklidir bitmez ki yeni bir dert başlasın.Flimlerde sahte yaşam olarak anlatılır sürekli acı çeken bir oyuncu karakteri artık yaralara o kadar alışır ki yaralarını bayılmadan ve hatta kendisi çuval gibi diker.Tevhid de bunun gibi,sürekli dertli kalma pişirir eri ve artık dertler onun zevki olur acı hissetmez yani dertten görmez o halleri...

Bazen hastahanede dikkatimizi çeker personelin hastalara katı davranması.Çünki sürekli dertlilerin arasında kalmak bile o insanları katı yapabilmekte...Ameliyathanede görve başlayacak en küçük bir hizmetliye bile ilk işe başaladığında serbest dolaşım ve sadece dayanabildiği kadar seyretme zamanı verirler.Ordaki alışmamış acılı durumlara alışması için.Bazen gördüklerine dayanamaz ve bayılırlar bile.Ancak belli bir süre sonra alışır gider acı görmeye...

Tevhid ehlide aynen böyle yetişir.Tevhid ehlininin ilk tur makamlarına seyrü sülük,yani makamları seyretmedir.Aynen yeni ameliyathane görevlisinin seyretmesi gibi.Sonra ikinci bir tur olur bunada Hayret makamı denir,hayretullah diye isimde verilebilir,Allahı hayret eder.Genelde zamanımız tevhid eğitimi seyran ve hayreti bir arada götürür.Tabi bu alıcı konumundaki saliğin kapasitesine(istidadına) bağlı bir gelişmedir.Artık bunlar yerine oturduğunda yaşam başlar ki bu erler mana derdi içinde gittikçe güçlenir ve maddi acılara bile tahammül eder hale gelir.Burada önemli olan tevhid yolcusunun bu gücü eline alıncaya kadar yani seyri sülük ve hayret makamları tamam oluncaya kadar maddi olan yani dünyevi ilişkileri biraz ertekemeleri gerekir,dikkat edin terk edilmeli demiyorum,ertelemeleri gerekir.Tevhid yolunda yürürken dünyevi maddi ilişkileri ağır basan yolcunun yolu uzar ve bu yoldan makamı ne olursa olsun asla mutmain olmaz,çünki makamları tahsil etmesi seyri sülüktür ancak hayreti tam olmamıştır,sebebi de dünyevi ile uhrevi dengesini kurmamıştır.Elbet dünyevi ilişkiler terk edilmiyor ancak tevhid talimi için seyran ve hayran bir tık öne konuyor ki esas kamil yaşama geçilebilsin.Kamil yaşamda dünyevi ve uhrevi yani maddi ve manevi eşit şekilde yaşanır.Kamil bu ikinin birbirinden farkı olmadığını bilendir.