KUTUPLAR

Niçin kutup-lar diyerek çoğul yaptık? Çünki tekte kutup olmaz.Tek olan bir şeyin bilinmek,görünmekliği veya anlatılabilmesi için mutlaka ikilik meydana getirir.Onun için kutup deyil,kutup-lar demek durumdayız.Peki KUTUP ne demektir.Lügata bakarsak şu bilgiye ulaşırız.

1.yeryuvarlağının, kuzey ve güney olmak üzere, eşlekten en uzak olan yer ekseninin geçtiği varsayılan iki noktasından her biri.

2. birbiriyle karşıt olan şeylerden her biri

Oldukça açık ve net bir kavram. Birbiri ile karşıt/zıt olan.Bu demektir ki karşıt zıt olması ikilik mutlakiyetidir.Bu zıt ikilik TEK te yoktur,ancak her ikilik TEKin açığa çïkması(ses,görüntü,söz vs) ne olarak çıkarsa ikilik halinde yani kutuplaşma halinde çıkar.

Şimdi yine cevizden bir örnek verelim.Ceviz tektir,oysa kabuk ve içi iki kutuptur.Bunu dikkate alarak tevhid tektir yani tekleme ,lakin bu da ceviz gibi kabuğu şeriat,içindeki meyvası hakikat.Bu ne demektir? O kırılması gereken şeriat kabuğu içindeki hakikat meyvasını korur.Eğer bu şeriat kabuğu kabuk olarak olmaz ise meyva olan hakikat zaten olusmaz.Fakat burda enterasan bir olay vardır,bir kişi tevhid yolunda eğitim alırken elbette işin hakikatine ulaşmak yani cevizin meyvasina ulaşması gerekir,tabi bunun içinde o şeriat kabuğunu kırması gerekir.Şeriat kabuğu kırılmadan hakikat meyvasına ulaşılmaz.Bu birinci nokta !!!

Şimdi gelelim ikinci noktaya.

Allah tektir.Varlık /zahir yönü kabuk,yokluk/batın yönü hakikat tır.Allah katında din islamdır(ali imran/85)Allah tektir,dini islam o da tektir,ancak bir şeriat (kabuk)yönü bir de hakikat(meyva) yönü vardır.Tek olan Allah'ın batın olan hakikat meyvası açığa varlık kabuğu olarak çıkması sıfatlanması iledir ki bu dahi her sıfatlanmanın erkek ve dişi kutuplarıyla gerceklesmektedir.Toplam kabuk/varlık olarak açığa çıkan sıfatlardan (nebadat,hayvanat ve insanat) İNSAN tek olan Allah'ın iki kutuplu(erkek ve dişi)hali ,tekin tüm sıfatlar alemindeki KEMALÂT bulmuş halini remzeder(anlatır)ki erkek ve dişiden oluşan bu insanlar için ,tek olan Allah'ın, tek dini olan islamın, iki kutuplu olan şeriat ve hakikat yönleri yine iki yönlü(erkek ve dişi)olan insanın önüne konar.

Burada bir bilinmesi gerekli bir başka husus ise, ins ve nas anlamlaridır.İns tekil insan,nas ise çoğul insan demektir yani insan-lar(toplum)

İşte bu mecrada tekil insandaki şeriat(ceviz kabuğu)ile hakikat(cevizin iç meyvası) ve toplumdaki şeriat/kabuk ve hakikat/meyvası gibi yine tek insanda(ins) ve çok insan olan toplum(nas) olarak yine iki kutup olur.Kesret ve vahdet dediğimiz bu iki kutuptada hem toplumun şeriat/kabuğu,hem kişinin şeriat/kabuğu,hem toplumun hakikat/meyvası,hem kişinin hakikat/ meyvesi durumlarï vardır.

Tûm bunları kavradïktan sonra net bir şekilde görülmektedir ki bir toplumun tamamında hem şeriat yönü yaşanmakta hem hakikat yönü yaşanmakta,bu Allah'ın zatının bir yaşamıdïr ve asla bozulmaz.Ancak bu toplum içindeki bireylerde TEKAMÜL ile kutuptan kutuba sıçrama vardır(maddenin temelindeki sıçrama)Bu sıçrama toplum içinde kabuk/şeriatından sıçrayıp hakikate geçmedir.Yani bir saliğin kabuğunu kır denmesindeki mesele budur.Eğer kişi kabuğu kırmazsa,hakikate yani cevizin meyvasına ulaşamaz.İşte toplum içinde kabuk/şeriat tarafında kalan kişiler için bu kabuk kırarak hakikat ilmini tahsil etmesi yolun yarısıdır.Bu da ikinci nokta !!!

Şimdi gelelim üçüncü ve son noktaya.

Kabuğu kırdık,hakikate ulaştık ve cevizin içi elimizde,peki bittimi?

Bitti diyenlere oh ne alâ diyelim ve onları o hal üzerinde zulkarneyn gibi bırakalım.Zülkarneynde önce batıya/kabuğa sonrada doğuya/meyvaya gitti ve sonrada başka bir yön tuttu.Sonra başka bir yön tutmak isteyenin yönü o elindeki meyvayı YEMESİdir ,yani yaşaması.Bu meyvayı yerse bir kişi bir tad bir lezzet almazmı? Peki bu tat ve lezzeti nasıl anlatır? İşte bu üçûncü nokta çok önemli.Bu lezzeti gercekten cevizi yiyen bilir.Tabi ceviz bir misaldi,esas iki kutuplu tevhid ehli şeriat kabuğunu kırarak hakikati kavraması ve sonra bu hakikati aşk ve zevk ile yaşamasıdır cevizi yimek ve lezzetini almak ki buna MARÏFET diyoruz.İşte o anlatïlmaz dile gelmeyen lezet yani marifet bir sırdı ki artïk o sïrra aşına olan ne cevizin kabuğu/şeriati ve nede cevizin meyvası/hakikati inkar eder hakir görür,laf atar laf çakar,nüspet eder.

Tekin kutuplarïndan her iki ucu gezdin.Bir uctan diğerine sıçradın.Kalma orda.Kabuktan içine ulaştin hakikat bu dedin öz dedin deme,kalma orda geç ,kendine başka yön tut.Eğer şeriat kabuğunu kırıp hakikate ulaştığında orada kalırsan bu sefer o hakikat sana kabuk olur.Evet içe ulaştın ama hakikat ile kendini kabuk ettin.Kır içten o kabuğu kır kır.Yok artık hakikat kabuk olurmu? diyebilirsiniz.Kabuk kırdık içe ulaştık diyebilirsiniz.Bir çok ehli talim anlayamaz sözlerimizi.Onlarada bir delil söz bırakalım ve noktayï koyalım.

BİR YUMURTAYI DIŞTAN KIRARSAN SOFRA OLUR,YUMURTAYI İÇTEN KIRANI KABUL ET Kİ ORADAN BİR CAN HAYAT BULSUN.