USTA ve ÇIRAK

Öğrenmenin iki temel unsuru,usta ve çırak ilişkisidir.

Öğrenme ve öğretme alt yapısı ise teorik ve pratik olarak iki yönlüdür.

Bir usta bir çırağa bilgi ve marifet(dikkat edininiz bilgi ve marifet) aktarımı yaparken hem teorik hem pratik işlemlerle bilgi aktarır.Sadece teorik bilgi ile veya sadece pratik uygulama tam ve yeterli deyildir.Tevhid eğitimi de insan yaşamındaki bu temel unsurlara uygun alınır-verilir.Bu işin başka bir metodu yoktur.Başka metod var iddiasında bulunanlar eksik bir eğitim yapar.

Teorik eğitim bir nevi bilinçlendirme/bilgilendirme eğitimidir,pratik eğitim ise yaşama/uygulama eğitimidir.

Örnek olarak çapa ve kürek imal eden bir demirci ustası bir çırak yetiştirmek istiyorsa bunun iki gerekçesi olur.

a) Birincisi kendine bir yardımcı tedarik etmek,

b) İkincisi en az kendi kadar meslekte başarılı olacak ve demirci mesleğini kendinden sonra yaşatacak birini yetiştirmektir.

Burada bir faktör ortaya çıkar,çırağın pratik ve teorik eğitiminden evvel ustanın NİYETi.Dediğimiz gibi usta niyeti önemlidir.Ustada kendine köle yapmak varsa o usta usta deyildir.Usta kendini düşünmez mesleğini düşünür,kendi yok olucudur oysa meslek ebedidir.

İşte bu noktada önemli bir mesele vardır.Eğer öğretim sadece teorik olsaydı usta bir kitap veya bir video hazırlar ve çırak oradan okuyarak veya izleyerek meslek sahibi olurdu.Ancak hiç bir meslek sadece kitaptan okuyarak öğrenilmemektedir.Hepimizin çocuğu var okul kitaplarıda mevcut,alalım çarşıdan kitapları çocuklar okuyarak meslek sahibi olsun,ama olmuyor.Teorik bilgi için okullar,pratik eğitim içinde stajlar var.Teorik bilgi içinde pratik kavram içinde bir metod var.Zahir insan yaşamının tüm alanlarında modern bilinen eğitim ve öğretim ,eğitim(teorik)öğretim(pratik) ayrı mecralardan ilerler,ayrı eğitmenleri vardır,talebe ayrı eğitmenlerden ayrı ayrı elde ettiği pratik ve teorik eğitimleri kendinde cem ederse tam bir meslek sahibi olmakta.Ancak ZANATKAR denilen el emeği marifetinde yetişenlerin pratikte ve teorikte tek eğitmenleri olur onada USTA denir.

Hakikat ilminin talibi tevhit talebelerinin eğitim metodu da bu USTA lık metodu ile olmak zorundadır,başka bir yol metod yoktur,varlığı dahi düşünülemez.Çünki tevhid yolu MESLEKİ RASUL yoludur,yani peygamberlik mesleğidir.Usta ve çırak bir hayatı paylaşarak her olayda gözgöze,diz dize,kolkola,nefes nefese teorik ve pratik veri aktarımı yapar.Bu iş ciddi bir meseledir gözardı edilemez.Usta çırak yan yana,görerek,dinleyerek,izleyerek,hissederek hem pratik hem teorik olarak mesleğin İNCELİKLERİ bir nesilden bir nesile aktarılmasıdır ki çok hassas bir meseledir.Eksik,noksan,yanlış bir tek şey girerese araya o yanlışlık bir kaç nesil sonra çok başka mecraya gider.Bir kağıda bir nokta koyup bu noktadan 1/2 mm açı ile iki doğru çizgiyi cetvelle çizerek çıkarırsak o kağıdın sonunda belki 3-5 santimlik bir açılma olur,noktada 1/2 derece fark zararsız ve gereksiz görülüp ihmal edilen çok küçük bir yanlışlık,yanlış anlatma veya yanlış anlama, zaman içindeki mesleki aktarımlarla aynen böyle açılır ki bu telafisi mümkün olmayan mecraya dahi gidebilir.

Şimdi sizler bu usta ve çırak olarak anlattığımız tüm örnek anlatımları getirin tevhid eğtimine endeksleyerek MÜRŞİD ve MÜRİD ilişkisine uyarlayın. Usta çırak=mürşid mürid.Onun için tevhid talebisinin kitap okunması pek tavsiye edilmez.Mürşid yanında eğitim alırken konu ile ilgili bilimsel kitap ve videolar ile ilgilenen talebe aslında yolda ileri deyil geri geriye giden talebedir.Talebe sadece mürşidinin gösterdiği gibi makam kitabı olan fiil- sıfat-zat kitabını okur,bilmediği bilemediği,takıldığı yeri sorar yavaş yavaş eğitilir.eğitimi tamam olan ise artık her şey okur seyreder. Demirci çırağı usta olunca usta zaten kaybolur gider veya toplumsal yaşam şekil değiştirdiği için değişikliklere usta ayak uyduramaz..Usta çapa ve kürek yapmayı öğretmiştir ama çırak usta olduğu dönemde ekin çoktur ve çifçiye orakta lazımdır,artık o yetişkin eski çırak yani yeni usta öğrendiği çapa ve kürekte kalmaması gereki,orakta yapması gerekir..Eğer ben bunu öğrendim sadece çapa ve kürekten anlarım derse gün gelir o mesleği ifa edemez olur.(bu konu çok ama çok önemli) Çünki mürşid hiç bir talebesine YAŞAM VADETMEZ sadece YAŞAMIN temel donelerini verir.Marifet artık yetişmiş olan talebededir.Ya zevksizleşir yok olur gider,yada doneleri kullanarak zevkine zevk katarak yaşamın tadını çıkarır.

HER USTA YAŞADIĞI DÖNEMİ KULLANIR

GELECEK DÖNEM İÇİN ÇIRAK YETİŞTİRİR

GELECEĞİ DÜŞÜNMEYEN USTA

KENDİ DÖNEMİNİN SULTANI OLSADA

DÖNEM BİTER SARAYI GİDER

BİRDE GÖNÜL SARAYI VARDIR

O HİÇ YIKILMAZ

O SARAYIN MAHİYETİ

HER DÖNEMİN SULTANLARINI AĞIRLAMAKTIR.